26 Kasım 2013 Salı

 bazen öyle siner ki geçmiş, ne kadar temizlersen temizle nafile.
çamaşır suyunda bir gece bekletsende,
ön yıkama yapsan da.
kuru temizlemeye versende
olmaz.
bazen koku siner
bazen aşk.
bazen küçük tartışmalar duyulur
bazen mutluluk gözyaşlarından ellerin ıslanır.
onlarca kötü şey de siner
binlerce iyi şeyler de siner.
ama temizliğe gelince öyle kolay değildir
koca bir kesiti hayatından temizlemen.
bazen ömür alır
bazen ömrünü alır.

çareyi ben bilemem;
bazısı lekeli tişörtü atar
bazısı defter yırtar
bazısı fotoğraf yakar
bazısı tek tuşla delete der biter ve gider diye düşünür.

her birimizin ki farklı, tüm yollar acı.

8 Ekim 2013 Salı


üzgün

üzgün olmak

asık surat

zorla gülümsemeye çalışmalar

bulutlu gözler

kış mevsimi yaşayan bir beden.

ruhu cehennemde bir adam

ve bir kadın

gözlerinden denizler akan bir kadın.

her şeyini kaybetmiş bir kadın.

kısık sesler

ahh lar

ama lar

keşke ler

üzüntü

ve aptal bir adam

aşkı unutmuş zavallı adam

ve zeki bir kadın

sonsuz bir hikaye




Nereden başlayacağımızı bilmediğimiz anlarımız olur?

Konuya nasıl girmeliyim?

Hangi işi seçmeliyim?

Evlenmeli miyim?

Bu adamla ömür geçer mi?

Bunu yemeli miyim?

Oraya gitmeli miyim?

Şurada oturmalı mıyım?

Bir kadeh daha içsem, ne olabilir ki?

Binlerce soru var insan kafasında; başlangıçlar önemlidir ve karışık.

Ne istediğini bilmek gerek sanırım, epeyce bilmek..

Başlar ve biter der bazıları ama bence öyle değil; en önemli kısım gelişme!

Çünkü başı ve sonu hep birbirine benzer ama arada olanlar özeldir, tektir, her olayda farklıdır.

Örneklendirelim; okulu seven çalışkan bir öğrenci okulu başarıyla bitirir.

 Delice seven adam ömür sonlanırken de hala seviyordur.

Kin sahibi bir kadın 82 yaşında da kindardır.

Yani insan neyse odur; değişmez..

Baş ve son aynıdır özü itibariyle ama ortası; bir sır gibi..

Çalışkan öğrencimiz arada tembellik yapsa da, okulu kırsa da, kopya çekse de okulu başarıyla bitir..

Delice seven adam evet delice sever hep; bağrışlar çağrışlar tokatlar olur kimi zaman ama özünde hep delice sever..

Kindar ninemiz aşık olduğu adama hep kin duyar..

Yani; olayları yüzeysel bakmamalıyız; hayatta her şey olur..

Baştan belli olan olaylar vardır evet ama olayın ortasını kimse tahmin edemez her bir şey olabilir..

O yüzden bence bizler olayların başları ve sonlarından çok yaşadığımız anı ; orta noktayı önemsemeliyiz..

Evet belki sonu belli ayrılık ama henüz sonda değiliz neden kötü geçsin yol; biteceğini bilsekte gülelim öyle değil mi?

=yazar notu: çok sevmeyin!

13 Ağustos 2013 Salı



Biraz gece, biraz rakı, biraz küfür iyidir.

Dilek Akın
Sen gelsen; bana sarılsan, üstüm başım aşk koksa ..

"İlhan Berk"

her şeyi bilmek 

her bir şeyi bilmek

iğneden ipliğe bilmek

a'dan z'ye ezberlemek

dünden bugüne görmek

yıllarca duymak

milyonlarca dinlemek

bilmek işte sadece bilmek

5 duyu organından daha fazlasıyla bilmek

kalpten hissetmek

beyninde kavga etmek

ruhunla ağlamak

bunlar hep bilmek

-bilmeyin, her şeyi de bilmeyin.
-sizin için ruh ve beden sağlığınız için bilmeyin.
-bilmenin yükü bu yüzyılda kaldırıllır cinsten değil değerli okur.

iyi biri değilim.

defalarca söyledim.

o ben değilim

iyi olan ben değilim

beyaz bir hikaye değil bu

aksine

kara kapkara.

gece gibi

iyi biri değilim

ve iyi de değilim..

                                 sana not: sana bile anlatamam.

7 Ağustos 2013 Çarşamba


burda olman gerekmez miydi

sana anlatmak istemiştim
bol köpüklü türk kahvesinin sırrını

sana anlatmak istemiştim
neden hep gökyüzüne baktığımı

sana anlatmak istemiştim 
telefonları neden sevmediğimi

sana anlatmak istemiştim
tatil hatıralarımı

sana anlatmak istemiştim
beni en çok etkileyen şehri

sana anlatmak istemiştim
neden dönmediğimi, dönemediğimi

sana anlatmak istemiştim
o şarkının hikayesini

sana anlatmak istemiştim 
ilk başarısızlığımı

sana anlatmak istemiştim
hastalığımı

sana anlatmak istemiştim
hayalimde ki icadı

sana anlatmak istemiştim 
maviye olan düşkünlüğümün nedenini.

öyle çok şey anlatmak istemiştim ki sana, öyle uzundu ki cümleler, öyle hevesliydi kelimeler,
her şey sadece sana anlatılmak için var olmuş gibiydi. ben anlatamadım, sen fırsat vermedim.ben anlatmak istedim sen dinlemek istemedin. şimdi bir başkasına sana anlatmam gerekenleri anlatıyorum. yapabileceğim bir şey yok. sustuğumda gitmeseydin, şimdi dinleyebilirdin.





sevgili bazı filmler ve şarkılar..

nasıl bir güce sahip olduğunuzun farkında mısınız?

aynı filmi 7milyon 5 milyar kez izlesem

o şarkıyı 9.888.888.888 kilometro boyunca dinlesem

yani  demem o ki;

olur olmaz çıkmayın karşımıza,

gelmeyin aklımıza..

bu hepimiz için.

6 Ağustos 2013 Salı


çoğu zaman acıdan yazdı kadın,

acının her türlüsünde yazdı,

acı nasıl olurda ilham verebilir diye düşündüler,

onlara sadece gülümsedi kadın,

çünkü onların ruhu acıdan hiç kıvranmamıştı,

o yüzdendi kadını anlayamayışları,

bir çok şeye olduğu gibi buna da 'olsun' dedi kadın,

ben yazmaya devam edeceğim..



26 Nisan 2013 Cuma


şöyle demişti sanırım yanlış hatırlamıyorsam:

- sözümü kesmeden sadece dinle lütfen.
  
 kızgınım sana şana, hemde çok. 
 ama ziyanı da yok
çünkü;
aşkda kızgınlıklar kelebek ömürlü olur.
ama şana 
sana öyle büyük bir kırgınlığım var ki
o yüzden gidiyorum şimdi çook uzaklara
çünkü kalsam
kırgınlığım her gün kanayacak
çünkü kalsam
zehir aşkı da yutacak
çünkü kalsam
ikimizde öleceğiz..
en iyisi gitmek şana
bir uçtan bir uca..
fazlaca konuşmadan,
yıkmadan gitmek.
sadece gitmek..


sevgili şana, sakın ardımdan koşma o yollar tükendi.. yaralar ikimiz içinde derin.düşersen tutamam. lütfen.


[ bir parantezlik yazı daha lazım ( sevgili eş, tüm olanlar içip acı çekiyorum ama biliyorum ki beterini hakediyorum. ne oldu nasıl oldu anlatamam. seninde dediğin gibi 'fazlaca konuşup yıkmadan gitmek lazım.' .. seni bana getirmeyen sonsuzlukta var olmak istemiyorum. sen hep benim ruhumsun gelmesende.) ..  parantez seviyorum ]






insanın kalbinin kırılması..
başka hiçbir şeye benzemiyor öyle değil mi sevgili gönlü kırıklar..

kırgınlıkta öfke yoktur sevgili okur;
kırgınlıkta yalnızca sızı vardır.

kırgınlıkta hafif bir tebessüm ve boğazda bir kaya vardır nefes kesen..
kırgınlıkta sevgili okur; gözler bulanık görür.
hayatın kargaşası değil;
aklın ve gönlün çatışmasıdır bu..

susmak vardır çoğu zaman,
öyle bi susmak ki bu sevgili okur;
dil konuşur şen şakrak
ama ruh küstür.

ve sevgili okur;
kırgınlık geçmez!

23 Nisan 2013 Salı


lafla adam ölür bilir misin dedim, sustu.

bir bakış adamı öldürür dedim, sustu.

bir tokat adamı öldürür dedim, sustu.

                                                             
sonra ben düşündüm.. bu adam bile isteye neden her seferinde ölüyor.
ölüm onun için kaçınılmazsa eğer intihar etsin dedim
defalarca ölmekten iyidir, dedim. neden celladını kokluyor bu adam dedim.
görmüyor musunuz adamı öldürüyor.. hiç biriniz mi görmüyor musunuz..
an geliyor hepiniz unutuyorsunuz.. bu adamım kaçıncı ölümü bu..
kimse duymuyor mu bakışlarda ki nefreti.
herkes mi kör oldu söylenenleri duymamak için..
ben görüyorum seni adam ben görüyorum..
ama ben bu celladın içine hapsolmuş, bir lanetliyim.
seninlanetin..




Hayat bazen şöyle der : ' git' ..

siz hiç duymadınız mı?

iç ses, dış ses vesair

sesin her türlüsünün

'git' dediğini 

hiç duymadınız mı?

sizi uzaklar hiç çağırmadı mı?

bazen olur, bazen hep olur..


                                                    her şeyi geride bırakıp çook uzaklara gidebilene selam olsun!        
                                                   

22 Nisan 2013 Pazartesi



nasıl harcıyoruz kendimizi..

neler uğruna düğümler atılıyor boğazlarımıza..

tek kelime nasıl da yağmurlar yağdırıyor içimize..

bir yudum mutluluk nasılda dökülüyor yaralardan ansızın..

ahh ruhum! ne uğruna gördüğün bu azap, elem.

bitmez mi cezan bu viran zamanda..

geçmez mi günler aydınlık ..


                 - bir ömür ne uğruna, kim uğruna harcanmalı.

insan hep kendini kandırıyor, başka bir şey değil..

'tek kelime etmemek'  gibi çok güzel huyum var benim..

24 Mart 2013 Pazar


sus dememiştim oysa
konuşmasyla ilgili bi sorunum hiç olmamıştı daha önce
belki de o gün ilk kez sıkılmıştım
ama yine de 'sus' dememiştim
her zaman saatlerce konuşan sen o gün susuyordun çokça
aslında ben de o gün sıkılmıştim senden
bi kaç cümle kurduğun halde
bana o günü sorsan 
o sadece 7-8 dakika süren cümlelerin
bana 7-8 saat süren işkence gibi gelmişti
peki ne oluyordu bana
sana
ya da aslında hiç kabullenemediğim 'bize'
ne oluyordu?
insanlarda tükeniyor demek ki
bitmez görünen de bitiyor
eş zamanlı olmasının güzelliği sevindirici
birimiz daha erken sıkılsa çirkinlikler doğabilirdi
yerinde, zamanında ve tadında tükenmeydi bu
güzeldi de.

                                                           - okura not : 'biz' duygusu önemlidir!


10 Mart 2013 Pazar


sendin özlenen..
yaşanan anda eksik olan bi tek sendin.
giderken söylemiştin ya 'bi gün mutlaka gel' diye..
son günlerde düşünüyorum..
belki de .. neyse.
dedim ya düşünüyorum.
ne zaman gelirsem geleyim orada olacağını biliyorum
senden eminim de benden emin değilim.

biliyor musun artık korkmuyorum yüksekten de.
8.kattan aşağı bakabilirim artık.
uçaktayken kapamam gözlerimi.
yine gidelim uzaklara o koca bavulu sürüklemem peşimden.
gidelim .

günler en kalabalık ama en sessiz döneminde
beni sana getirecek bu sessizliktir
'anlamaz o seni' dediğin de kızmıştım.
yanıldığım ne çok şey varmış oysa.
haklısın.
anlamadı.

sana gelmeliyim, en doğru zamandayız
yanlış zamanlarımın kahramanı olmanı istememiştim.
sen doğru zamanlarımın prensi ol.
sen o masal kahramanım ol

                                                                            gelme zamanı.
                                                                             
  

dününü beğenmeyen insanlar değil miydik hepimiz.
hangimiz dünkü aklını beğeniyor
dün de ki ben de daha az mı ben..

değişmek.

önce duygu muydu değişien düşünce mi.
hmm.
düşünceler değişir, duygular etkilenir, hareketler şekillenir.
olması gereken şu tekdüze hayattaki en büyük rutindir bu
çoğumuz değişiyoruz,
etkileşimler, hayat. evren itiyor bizi..
iyi bişey tabi 
garantili bir süreç.
hiç bişeyden tam vazgeçmeden
azcık şundan azcık bundan
hoop olduk
işte yeni ben..

peki baştan yaratmak.
biraz ürkütücü
hepi hiç. hiçi hep yapmak
çetrefilli bir iş.
o yüzden belki de sadece değişiyoruz.
daha az sancılı..
                                                                     yeni senden bana


bazen bazı insanların yokluğu gerekir. Var olduklarında hayal kırıklığından öteye geçemezler.
üzerler..hep üzerler
yoklukları en azından haklı bir kabullenme sürecini yaşatır.
özlem vardır yoklukta.
kötü olan her ne varsa silinir.
varlığı da yokluğu da bir olmaz hiçbir zaman..

                                      -   hiç kimseye..
                                   

oysa yalnızdı insan..Her şeyin başında ve her şeyin sonundaki yalnızlık.
Aşka düştük.. Kırıldık.. Vazgeçtik..
Bir sırt çantası ve otobüs bileti, yol nereye dediyse gittik..
Çokça yollar gittim .
Yalnızdım çoğu zaman..
Nerede kırıldıysam, hep daha uzağa gittim.
Kaçtım denir mi denmez mi bilemiyorum..
Ama geri dönedüm..
Başladığım o yere geri döndüm çok zaman sonra..
Mevsimler tükenmişti.
İnsanlar tükenmişti.
Aşıklar tükenmişti.
Çook zaman sonraydı,
yıllar, yüzyıllar sonrası..
Ahh o yollar,
beni bu şehre getiren o yollar.
                                                         yalan şehir.. kokunda yalan..
                
 git-me-k..


 hep uzağa gitmek ister mi insan.. ne vardı beni bu kadar kendine çeken o uzaklarda..
bıkmamıs mıydım.. yollar bana alışık ben yollara.. öyle çok gittim ki uzaklara.. 
saatlerce gittim günlerce gittim. otobüsler, gemiler , uçaklar ben hep daha uzağa gittim...
bıkmadı uzaklar beni çağırmaktan bende gitmekten hiç bıkmadım bizim ki de böyle i aşk işte. 
uzaklar bana ben uzaklara hep hasret .. uzaklar bana ben uzaklara hep sonsuz..gitmek..
fazlaca plana gerek yoktur.. hisserdersin ne zaman gitmwen gerektiğini.. 
duyarsın bir fısıltı gibi rüzgarla uzaklardan gelen o eşsiz çağrıyı..
 ve dinlersin içindekini ..gidersin.. içindekini dinlemek..yollar beni ben yolları severim.. 
nereye gittiğimizin ne  önemi var.. gidiyoruz işte.. nasılsa hep daha uzağa gideceğiz..
yol bilmeye yer  bilmeye ne hacet. uzaklar dediğimiz hep bir bilinmez değil mi.. 
sizde gidin hayatınız da en az bi kere dil bile bilmeiğiniz o uzaklara gidin!!
 gitmek bir eylem .. pe ki ya hiç cam kenarı olan koltuğunuza oturduğunuz anda size 'git- me'
diyen oldu mu.. bana bakmayın ben sırf bu kelime için bir ömür yol gittim..faili meçhul bir seyahat öyküsü benim ki..
size hiç 'gitme ' diye  n oldu mu.. kal diyen ... ya da kelimeleri boşverin gözünüzün içiçine içine bakan dur 
dercesine , biri oldu mu..el sallayan çoktur ardından anıların ama ardınızdan koçan hiç oldu mu..
koşup yetişemeyen  o yollarda düşüp yaralanan..  ya da nereye gittiğinizi sizden iyi bilip o uzaklarda karşınıza çıkan
oldu mu...yolunuzu kesip 'kal' dediler mi size..ve söylenecek pek çok şey daha. bunlar hiç oldu mu.. eğer olduysa
lütfeen gitmeyin..boşverin uzakların .. her neredeyseniz orda onun yanında kalın...
lütfen bunu yapın..
ben 72 yaşına gelmiş ister bunak deyin ister deli bir gezginim. ama tüm bu gezginci oluşumun nedeni. gitmelerimin neden
i tüm bu uzaklarımın nedeni hep aynı.. bana kimse kal demedi .. eğer size bu bir kez dahi olduysa vazgecin gitmeyin.
o çook uzaklar dediğimiz yerde bi numara yok.. uzaklar yan yanayken de var dünyanın öbür ucundaykende.. o yüzden o uçağ
a rotar yaptıran o çocukla evlenin. otobüsün önünü kesen gence kızmayın alın onu otobüse.. taksinin ardından koşan genç 
ban a hep lise yıllarımı hatırlatır bırakmayın onu saflık var dır her bir adımında.. gözünüzün içine bakıp tek kelime
edmeyip bir damla yaş döken o kız var ya lise yıllarımı hatırlatır bana aşkın en ilk el halidir o .. lütfen gitmeyin..