24 Mart 2013 Pazar


sus dememiştim oysa
konuşmasyla ilgili bi sorunum hiç olmamıştı daha önce
belki de o gün ilk kez sıkılmıştım
ama yine de 'sus' dememiştim
her zaman saatlerce konuşan sen o gün susuyordun çokça
aslında ben de o gün sıkılmıştim senden
bi kaç cümle kurduğun halde
bana o günü sorsan 
o sadece 7-8 dakika süren cümlelerin
bana 7-8 saat süren işkence gibi gelmişti
peki ne oluyordu bana
sana
ya da aslında hiç kabullenemediğim 'bize'
ne oluyordu?
insanlarda tükeniyor demek ki
bitmez görünen de bitiyor
eş zamanlı olmasının güzelliği sevindirici
birimiz daha erken sıkılsa çirkinlikler doğabilirdi
yerinde, zamanında ve tadında tükenmeydi bu
güzeldi de.

                                                           - okura not : 'biz' duygusu önemlidir!


10 Mart 2013 Pazar


sendin özlenen..
yaşanan anda eksik olan bi tek sendin.
giderken söylemiştin ya 'bi gün mutlaka gel' diye..
son günlerde düşünüyorum..
belki de .. neyse.
dedim ya düşünüyorum.
ne zaman gelirsem geleyim orada olacağını biliyorum
senden eminim de benden emin değilim.

biliyor musun artık korkmuyorum yüksekten de.
8.kattan aşağı bakabilirim artık.
uçaktayken kapamam gözlerimi.
yine gidelim uzaklara o koca bavulu sürüklemem peşimden.
gidelim .

günler en kalabalık ama en sessiz döneminde
beni sana getirecek bu sessizliktir
'anlamaz o seni' dediğin de kızmıştım.
yanıldığım ne çok şey varmış oysa.
haklısın.
anlamadı.

sana gelmeliyim, en doğru zamandayız
yanlış zamanlarımın kahramanı olmanı istememiştim.
sen doğru zamanlarımın prensi ol.
sen o masal kahramanım ol

                                                                            gelme zamanı.
                                                                             
  

dününü beğenmeyen insanlar değil miydik hepimiz.
hangimiz dünkü aklını beğeniyor
dün de ki ben de daha az mı ben..

değişmek.

önce duygu muydu değişien düşünce mi.
hmm.
düşünceler değişir, duygular etkilenir, hareketler şekillenir.
olması gereken şu tekdüze hayattaki en büyük rutindir bu
çoğumuz değişiyoruz,
etkileşimler, hayat. evren itiyor bizi..
iyi bişey tabi 
garantili bir süreç.
hiç bişeyden tam vazgeçmeden
azcık şundan azcık bundan
hoop olduk
işte yeni ben..

peki baştan yaratmak.
biraz ürkütücü
hepi hiç. hiçi hep yapmak
çetrefilli bir iş.
o yüzden belki de sadece değişiyoruz.
daha az sancılı..
                                                                     yeni senden bana


bazen bazı insanların yokluğu gerekir. Var olduklarında hayal kırıklığından öteye geçemezler.
üzerler..hep üzerler
yoklukları en azından haklı bir kabullenme sürecini yaşatır.
özlem vardır yoklukta.
kötü olan her ne varsa silinir.
varlığı da yokluğu da bir olmaz hiçbir zaman..

                                      -   hiç kimseye..
                                   

oysa yalnızdı insan..Her şeyin başında ve her şeyin sonundaki yalnızlık.
Aşka düştük.. Kırıldık.. Vazgeçtik..
Bir sırt çantası ve otobüs bileti, yol nereye dediyse gittik..
Çokça yollar gittim .
Yalnızdım çoğu zaman..
Nerede kırıldıysam, hep daha uzağa gittim.
Kaçtım denir mi denmez mi bilemiyorum..
Ama geri dönedüm..
Başladığım o yere geri döndüm çok zaman sonra..
Mevsimler tükenmişti.
İnsanlar tükenmişti.
Aşıklar tükenmişti.
Çook zaman sonraydı,
yıllar, yüzyıllar sonrası..
Ahh o yollar,
beni bu şehre getiren o yollar.
                                                         yalan şehir.. kokunda yalan..
                
 git-me-k..


 hep uzağa gitmek ister mi insan.. ne vardı beni bu kadar kendine çeken o uzaklarda..
bıkmamıs mıydım.. yollar bana alışık ben yollara.. öyle çok gittim ki uzaklara.. 
saatlerce gittim günlerce gittim. otobüsler, gemiler , uçaklar ben hep daha uzağa gittim...
bıkmadı uzaklar beni çağırmaktan bende gitmekten hiç bıkmadım bizim ki de böyle i aşk işte. 
uzaklar bana ben uzaklara hep hasret .. uzaklar bana ben uzaklara hep sonsuz..gitmek..
fazlaca plana gerek yoktur.. hisserdersin ne zaman gitmwen gerektiğini.. 
duyarsın bir fısıltı gibi rüzgarla uzaklardan gelen o eşsiz çağrıyı..
 ve dinlersin içindekini ..gidersin.. içindekini dinlemek..yollar beni ben yolları severim.. 
nereye gittiğimizin ne  önemi var.. gidiyoruz işte.. nasılsa hep daha uzağa gideceğiz..
yol bilmeye yer  bilmeye ne hacet. uzaklar dediğimiz hep bir bilinmez değil mi.. 
sizde gidin hayatınız da en az bi kere dil bile bilmeiğiniz o uzaklara gidin!!
 gitmek bir eylem .. pe ki ya hiç cam kenarı olan koltuğunuza oturduğunuz anda size 'git- me'
diyen oldu mu.. bana bakmayın ben sırf bu kelime için bir ömür yol gittim..faili meçhul bir seyahat öyküsü benim ki..
size hiç 'gitme ' diye  n oldu mu.. kal diyen ... ya da kelimeleri boşverin gözünüzün içiçine içine bakan dur 
dercesine , biri oldu mu..el sallayan çoktur ardından anıların ama ardınızdan koçan hiç oldu mu..
koşup yetişemeyen  o yollarda düşüp yaralanan..  ya da nereye gittiğinizi sizden iyi bilip o uzaklarda karşınıza çıkan
oldu mu...yolunuzu kesip 'kal' dediler mi size..ve söylenecek pek çok şey daha. bunlar hiç oldu mu.. eğer olduysa
lütfeen gitmeyin..boşverin uzakların .. her neredeyseniz orda onun yanında kalın...
lütfen bunu yapın..
ben 72 yaşına gelmiş ister bunak deyin ister deli bir gezginim. ama tüm bu gezginci oluşumun nedeni. gitmelerimin neden
i tüm bu uzaklarımın nedeni hep aynı.. bana kimse kal demedi .. eğer size bu bir kez dahi olduysa vazgecin gitmeyin.
o çook uzaklar dediğimiz yerde bi numara yok.. uzaklar yan yanayken de var dünyanın öbür ucundaykende.. o yüzden o uçağ
a rotar yaptıran o çocukla evlenin. otobüsün önünü kesen gence kızmayın alın onu otobüse.. taksinin ardından koşan genç 
ban a hep lise yıllarımı hatırlatır bırakmayın onu saflık var dır her bir adımında.. gözünüzün içine bakıp tek kelime
edmeyip bir damla yaş döken o kız var ya lise yıllarımı hatırlatır bana aşkın en ilk el halidir o .. lütfen gitmeyin..