26 Aralık 2015 Cumartesi

İnsanın yaşadığı acıları unutmasını hep yadırgamışımdır. Acıyı unutmanın korkunç bir duygu olduğuna kendimi bildim bileli inandım. Ve şimdi tam 35 yaşındayken unutmanın daha doğrusu 'alışmanın' insanın başına gelen en büyük mucize olduğu gerçeğiyle yüzleştim. Tüm hayatım boyunca 'insan nasıl olurda böyle birşeye alışabilir' li cümleler dilimden düşmezken bir anda 'insan eğer unutmasaydı, alışmasaydı nasıl yaşamaya devam edebilirdi ki' li cümlelerim çoğaldı. Ben 35 yaşında bir kadınım. Yaşamın en temel en basit bileşenini çözmem, en acı demiycem ama yaşadığım en acı olayla tecrübe ettim. Keşke tecrübe edip anlamak yerine başka yollardan idrak edebilseymişim diyorum aynaya her baktığımda.. Ben 35 yaşında bir kadınım zor oldu evrenin en basit kuralını anlamam. Ağır bir yaşanmışlık birikti omuzlarımda, nasıl nefes alacam derken, üç gün sonra geldi hayatın saçma telaşelerine kapılmam. İnsan gerçekten alışıyor, sadece üç hafta önce bana korkunç görünen bu duygu şimdilerle nefes almamı kolaylaştırıyor. 

Nerede yanlış yaptığımı hiç bu kadar sorgulamamıştım, aksi gibi düşündükçe, hatırlamaya çalıştıkça boşlukla yüzleşiyorum. Sonra dönüyorum dolaşıyorum öyle veya değil kendimde buluyorum her bir hatayı. İçim daha da acıyor. Aslında içimin acımasını önemsemiyorum. Sadece bilmediğim, soramadığım, beynimin almadığı şeyler kemiriyor beynimi. Sonra oturuyorum ve üzülüyorum. Ölsemiydim diye düşünüyorum. Ölmeli miydim? İyi bir fikir gibi geliyor ama sonra vazgeçiyorum. Peki ya sonra diyorum. Yine hiç bir soruma cevap alamayacak olmam neyi değiştirir. Kalsam belki yanlışlarımı hafifletmek için elimden geleni yapabiilirim diyorum ve vazgeçiyorum. Ciğerlerimden gele gele aldığım o zoraki ve zorunlu nefesle.. Keşke diyorum 35 yaşında ve iki çocuk annesi olmasam. Keşke diyorum başka anneleri olsa. Benim gibi biri bu çocukların başına musallat olmamış olsa diyorum. Bıçağı dayıyorum boynuma, sonra bir saniye duraklıyorum. Ya bişeylerin daha iyi olması için yapabileceğim bişey olursa diyorum, vazgeçiyorum. Sonra birden aynada kendime 'hepsi senin yüzünden...' diyerek parçalıyorum kalbimi.. İnce ince kırpıyorum beynimi. 'Sen nasıl bir insansın' diyorum kendime. Ben 35 yaşında bir kadınım ve dayanmaya çalışıyorum.

13 Ağustos 2015 Perşembe


Nefret ediyorum insanların burnunun ucundakileri görememelerinden,
Oysa defalarca anlatıp görmeleri için elimden geleni yapmışken.
Bunca vurdum duymazlık, körlük neden? Neden yani? Neden?

Değişmiyor hiçbişey sen kendini istediğin kadar ye-bitir
Her şey olduğu yerde duruyor,
Destanlar yaz
Nutuklar at
Nasihatlardan dağlar yap
Hiç faydası yok.

tam diyorsun 'ohh'
o an başlıyor tekrar kaos
onca yaşanan kimseye ders vermemiş
üstelik sen her seferinde bi kat daha dibe çökmüşsün
onları kurtarayım derken kendini yitirmişsin.

onlar için kendini feda etmek derler 
ama insan kendine değer vermedikten sonra
bi başkası hiç bi boku değiştiremiyor maalesef.

işte böyle..
kim olursa olsun 
kişi kendini etrafını ailesini hayatını
düşünmüyorsa
siz onun yerine 
hiiiiç düşünmeyin.

bi boka yaramıyor çünkü.

28 Şubat 2015 Cumartesi

bazen öyle kırıyorlar ki beni. 
daha da acıtanı fark etmeyişleri.
bitmeyen gülüşleri, anlamsız bakışları, susmayan çeneleri yok yere kalbime attıkları oklar.
ve fark etmeyişleri
cevap vermeyişlerim, bakmayışım,susuşum
ve fark etmeyişleri
bir köşede avuçlarımın içinde can veren ruhum
yeter diye yakaran sesim
ve fark etmeyişleri

oracıkta hepsinin ortasında yüz kişinin içinde ki
bir ben
ve yiten ruhum..