17 Ağustos 2012 Cuma



evden çıkmak için 5 dakikanız vardır.son kez aynaya bakarsın.. hafif bi ruj unutulmasın lütfen . ve şöyle bi etrafa göz gezdirilir herşey yerli yerinde vee tamam çıkılabilir artık.

7katta olunmasına ragmen asansöre binilmez.merdivenler3 er 3 er inilir bi heycanla...


ve tam vaktinde 9.15 te otobüs durağında olunur..  kalp krizi geçirmemek için bi kaç kez öksürülür.. derin bi kaç nefes. kendi kendini telkin edersin .. 'sakin ol, hadi sakin ol'.. kalp ritmi yavaş yavaş düzelir..


ee ne için bu heycan ...??


otobüz gelir ama binemezsin . gelmemiş çünkü 'o'.. o kim mi? adını bile bilmediğimiz ama 2aydır aynı durakta karşılastığım aynı otobüse bindiğim ama hiç konuşmadığım, hep etrafında durduğum kokusunu içime çektiğim ama sesini hiç duymadığım kişidir 'o'..


ve onca zaman sonra ilk kez gelmemiştir.. bekledim tabi ki de... saaatlerce hemde.. o gün işe de gitmedim zaten işte umrumda değildi.. son zamanlarda umrumd aolan tek şey 'o' idi.. turuncu saçlı çoçuk.. 


nerdeydi? neden yoktu bugün? ve türevi soruları kendi kendime sorup kendimce cevaplar bulduktan sonra..


 tekrar eve döndüm ..canım hiç bişey yapmak istemiyordu. ertesi günü iple çektim .. 

sabah bi heycan koşarak gittiğim durakta yine yoktu.bi kaç gün sürdü bu durum. ve sonunda anladım. gelmeyecekti ... bellii ki gitmişti. burda değildi.. evi ,işi , şehri değiştirmiş olabilirdi.. herşey olabilirdi.. ölmüşte olabilirdi..

ne hissediyordum peki? derin bi nefes aldım ve içim acıdı. sadece bi an..sonra oturdum.. başım dönüyordu biraz geçmesini bekledim..sonrada evi taşıdım. işi değiştirdim.. artık otobüs değilde metro kullanıyordum. bi süre hiç otobüse binemedim.. sonra oda geçti.. geçiyordu çünkü herşey geçiyordu.. insan herşeye alışıyor demiyorum herşeyin geçmesi farklı.. bu sindirmek sindirilmek değil.. zamana yenik düşüp alışkanlık haline dönemsinden ziyade zamanda izi bile kalmayan yara gibi.. zamanın da yaraydı ama artık izi bile yok..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder